Bağımlılık; kelime anlamı ile 'adamak, kendini başkasına adamak' olarak ifade edilir. Birçok araştırma ve teori bağımlılığın çıkış noktası üzerinde durmuş ve biyopsikososyal bir kavram olduğu görüşünde birleşmişlerdir. Yani; bağımlılık fenomeni biyolojik durumlar, psikolojik durumlar ve aynı zamanda sosyal durumlarla ile ilgili bir kavramdır ve birbirlerinden ayrı olarak ifade edilemezler.
İnsanoğlu sürekli olarak kendisini mutlu edecek şeylerin arayışında olmuştur. Özellikle son yıllarda bireyler kendilerini daha mutlu, daha keyifli hissedebilmek için bağımlılık yapıcı maddelere yönelmiştir. Ancak istemli olarak başlayan bu durum zamanla zorlantı davranış haline dönüşmektedir, bireyler yoksunluk yaşamakta ve kendilerini bu keyif verici şeye muhtaç hissetmektedir.
Bağımlılık durumu bireyin sadece fiziksel sağlığını değil, psikolojik sağlığını, aile, çevre ve iş ilişkilerini de ciddi manada zedelemektedir.
Madde kullanım yaşı ne yazık ki çok küçük yaşlara kadar inmektedir ve zararları da bir o kadar artmaktadır. Yapılan araştırmalar madde kullanımının erkeklerde kadınlara göre daha fazla olduğunu da göstermektedir.
Psikiyatrik bir sendrom olarak görülen bağımlılığın tanısının konulabilmesi için aşağıda yer alan maddelerden en az üçünün bir arada görülmesi gerekmektedir.
Kullanılan maddeye tolerans gelişmesi,
Madde kesildiğinde ya da azaltıldığında yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması,
Madde kullanımını denetlemek ya da bırakmak için yapılan ama boşa çıkan çabalar,
Maddeyi sağlamak, kullanmak ya da bırakmak için büyük zaman harcama,
Madde kullanımı nedeni ile sosyal, mesleki ve kişisel etkinliklerin olumsuz etkilenmesi,
Maddenin daha uzun ve yüksek miktarlarda alınması,
Fiziksel ya da ruhsal sorunların ortaya çıkmasına ya da artmasına rağmen madde kullanımını sürdürmek.
Dikkat edilmesi gereken bir başka husus bağımlılık kavramının sadece 'madde bağımlılığı olarak tanımlanamayacağıdır. Psikiyatrik bozuklukların tanısı için kullanılan DSM-5'de bağımlılık başlığı altında madde bağımlılığı dışında diğer durumlarda bağımlılık olarak sınıflandırılmıştır;
Alkol
Kafein
Kenevir (esrar)
Halüsinojenler (LSD, meskalin, fensiklidin vb.)
Uçucular (tiner, benzin, gazolin, bali vb.)
Opiyatlar (morfin, eroin, kodein, metadon vb.)
Dinginleştirici, uyutucu ve kaygı gidericiler (diazepam, klorazepat vb.)
Uyarıcılar (amfetamin, ekstazi, kokain vb.)
Tütün
Diğer bilinmeyen maddeler
Bu maddelere ek olarak teknoloji bağımlılığı, bahis ve kumar bağımlılığı da yine bağımlılık başlığı altında toplanmaktadır.
Tüm bu bağımlılıklarda ortak bir döngü görülmektedir;
Bağımlılığın her türlüsü dikkat edilmesi gereken ciddi bir hastalıktır. Beyin nörokimyasında ve nörofizyolojisinde değişimler olduğu yapılan araştırmalar ile kanıtlanmıştır.
Tüm bağımlılıklar, bireyin tedavi ilkelerini yerine getirmesi durumunda tedavi edilebilmektedir.
Farmakolojik tedavi yöntemleri dışında uygulanan doğru psikoterapi ekolleri ve yöntemleri ile bağımlılık tedavisinde önemli başarılar elde edilebilmektedir.
Unutmayın, hayatımız çok değerli ve bu hayatı sağlıklı geçirmek ise bizlerin elinde !
Kommentare