Duygudurum bozuklukları arasında yer alan depresyon psikiyatrik hastalıkların önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Depresyon, aynı zamanda majör depresif bozukluk veya klinik depresyon olarak da adlandırılmaktadır.
Günlük hayatta her birey zaman zaman üzüntü, bıkkınlık, ilgisizlik gibi ruh hali içerisine girebilmektedir. Ancak depresif bireylerde bu durum daha farklı şekilde seyretmektedir; daha yoğun üzüntü ve ilgi kaybı daha uzun süreli olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu süre de literatürde en az 2 hafta olarak kabul edilmektedir.
Depresyon tanısı genellikle 20'li-30'lu yaşlarda başlar ancak her yaşta da görülebilmektedir. Kadınlarda ise erkeklere göre daha fazla depresyon tanısı konulmaktadır.
Depresyonda olan bireylerde;
iştah ve kilo değişiklikleri,
uyku ve aktivite değişiklikleri,
enerji azlığı,
suçluluk duyguları,
düşünme ve karar alma güçlükleri,
yineleyen ölüm veya intihar düşünceleri
görülmektedir. Bu maddelerden en az 4 tanesinin bireyde görülüyor ve en az 2 hafta sürüyor ise depresyon tanısı konulabilmektedir.
Tüm patolojiler de olduğu gibi depresyonda da neden-sonuç ilişkisinden bahsedilmektedir. Bu nedenler ise biyolojik, psikolojik ve sosyal nedenler olarak adlandırılmaktadır. Çoğu depresyon hastasında ise bu nedenlerin sadece birinden bahsetmek oldukça güçtür, birkaç neden bir arada yer alabilmektedir.
Kalıtsal faktörler,
Beyindeki fiziksel değişimler,
Hormon dengesindeki değişimler,
Nörotransmitterların işlevlerindeki değişimler,
Düşük benlik saygısı, çok bağımlı olma gibi kişilik özellikleri,
İstismar, travmatik ve stresli olaylar, ilişki ve maddi problemler,
Diğer patolojik durumların bulunması,
Ağır alkol, sigara ve madde kullanımı,
Ciddi ve kronik hastalıklar,
Bazı ilaç kullanımları
depresyon nedenleri arasında gösterilen biyo-psiko-sosyal nedenler arasında gösterilmektedir.
Depresyon, kendiliğinden de sonlanabilen ancak kendiliğinden sonlanması beklendiğinde de kronikleşebilen bir hastalıktır. Çevreden de sıklıkla 'zamanla geçer', 'her şey sende bitiyor', 'istersen yenebilirsin' gibi cümleler içinde bulunulan durumun kronikleşerek daha zor bir duruma girilmesine hatta bazen bireye ciddi zararlar vermesine sebep olmaktadır. Bu nedenle depresyon, geç kalınmadan tedavi edilmesi gereken ciddi bir durumdur.
Depresyon Tedavisi
Depresyon tedavi edilebilir bir hastalıktır. Akut dönemlerinde, kronikleşmiş durumlarda ilaç tedavisi depresyon yaşayan bireyin stabil hale gelmesi için etkin olarak kullanılmaktadır.
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) tekniği depresyon tedavisinde kullanılan en etkili psikoterapi ekollerinden birisidir. Depresyonda ki bireyler duygu-düşünce-davranış süreçlerinde sıkıntılar yaşamaktadır. BDT'de de duygu-düşünce-davranış süreçleri detaylı olarak incelendiğinden oldukça başarılı sonuçlar elde edilmektedir.
Bilişsel Davranışçı Terapi tekniği ile ilaç tedavisinin birlikte yürütüldüğü durumlarda ise başarı oranının arttığı bilimsel araştırmalar ile kanıtlanmıştır.
Comments